Print Al |
AYNA AYNA SÖYLE BANA... Nerede duruyorum? Nasıl algılanıyorum? Dışarıdan bakıldığında fark ortaya koyabilen biri miyim? Benimle ilgili nasıl planlar yapılıyor acaba? Çalışma hayatında bu ve benzeri birçok soruyu kendi kendimize sorduğumuz ne kadar çok an oluyordur kimbilir. Tüm ruhumuz ve bedenimiz ile kendimizi verdiğimiz uzun iş saatlerini bir düşünün. Yönümüzü anlamamıza yardımcı olacak işaretlerin bizden esirgenmesi azımsanmayacak bir haksızlık olur, öyle değil mi? Günlük hayatımızda birbirimizin görüşünü sıkça alıp vermenin doğal sayıldığını ve hatta ihtiyaç olduğunu düşünürsek aynı şekilde iş ortamındaki ihtiyaçlarımızın farklı olması beklenemez. Öyleyse neden söz ettiğimiz gayet açık. Geribildirim. Bugünün iş dünyasında çalışanların beslendikleri kaynak dersek çok da abartmış olmayız. Doğru verilecek geribildirimin faydaları saymakla bitmez. Bu konuda kurum kültürüne ve bu kültürün devamlılığı açısından yöneticilere büyük işler düşüyor kuşkusuz. Geribildirimi performans görüşmeleriyle sınırlı algılıyorsak, yanıldığımızı söylemek zorundayım. Araştırmalar yılda belli aralıklarla yapılan performans görüşmelerinde verilen geribildirimlerin gerçek amacına ulaşmada yetersiz kaldığını çok açık bir şekilde ortaya koyuyor. Öyleyse geribildirimin zamanlaması nasıl olmalı? Anında. Tıpkı sosyal hayatımızda olduğu gibi. "Yemek nasıl olmuş?", "Bu kıyafet bana yakışmış mı?", "Daha iyi nasıl yapabilirim?". Hayatımızın birçok alanında anında alıp vermeye alıştığımız geribildirimler gibi. Aldığımız ürün beklediğimiz gibi çıkmadı mı? Değiştirilsin, daha iyisi sunulsun, kapımıza kadar iletilsin istiyoruz. Değiştirme kartlarını anında çözüm için bize sunulmuş birer nimet sayıyoruz. Reklamlarda duyduğumuz "istenmeyen sorunlara anında çözüm" sloganları bizde sempati uyandırabiliyor. Çocuğumuzun hayatında yaptığı ilkleri yüzümüzde gülücüklerle karşılıyoruz, "aferin" lerimizi hiç esirgemiyoruz. Öyleyse neden bu cömertliği iş dünyasında göstermekten kaçınalım ki? Peki ya doz? Yeteri ölçüde verilmediğinde sonuçlar ne oluyor? Deneyimlerinizden de yola çıkarak bu sorunun cevabını gözlemlemek mümkün. Kaybedilen yetenekler, kaybedilen çalışma saatleri, verimlilik kaybı, enerji kaybı, motivasyon düşüklüğü, yerinde sayma, çalışan bağlılığında azalma vs. Yani şirketler için bir dizi zayiat listesi. Unutmamak gerekir ki yetenekli çalışanlar -hele ki yeni jenerasyon- bu açlıkları doyurulmadığında iş değiştirme hamlesinden kaçınmayacak cesaretteler. Kaybetmenin maliyetini düşündüğümüzde, etrafımızdakilere biraz daha dikkat kesilmek çok da maliyetli sayılmaz öyle değil mi? Geribildirimi layıkıyla yerine getirmek diğer bir kritik konu. Can kulağıyla dinlemek, kişiye değil davranışa odaklanmak, genellemelerden uzak durmak yani somut olmak, samimi ve gerçekçi davranmak, geribildirimi zamanında vermek, bu işin olmazsa olmazları. |
Kaynak: Yenibiriş - Gaye Tümer Önsel , Link : www.yenibiris.com
Anahtar Kelimeler: kişisel gelişim, geribildirim, kariyer, plan, imaj,